HAYATIN BİR DÖNEMİNDEKİ HUZUR
Sabahleyin henüz sis kalkmamıştı ve güneş ışıkları tazeliğini koruyordu. Fırından alınan bir somun ekmeğin, sıcaklığını kaybetmesin diye etrafına sarılan kağıdın ve okunmak için can atılan gazetenin korkularının sokaklarda buram buram dolaştığı bir sabahtı. Çoçuk babasına bir ekmek bir de gazete almak için evden çıkıyordu. Ayakkabılarının bağcıklarını bir güzel sıktı, doğruldu ve karşıdaki yolu gözüyle yokladı. O yol üzerinde market ve fırın her sabah olduğu gibi ona göz kırpıyordu. Her ne kadar yakın olsa bile bu bir lükslük değildi, ufak ve tatlı bir heyecandı, biskiletine atladı. Bisikletinin zilini çaldı ve pedala bastı, bisiklet ilerledi. Meşe ağaçlarının sıra sıra dizildiği yeşil bir yoldan market ve fırına doğru yol alıyordu. İçinde her sabah rutine binen ama her seferinde farklı bir huzurun yükselişi vardı. Her mevsim bunu yapmıştı, gökyüzünün yansıdığı, ışıldayan su kutularından , sararmış yaprakların, karın ve buzun üzerinden geçmişti.Markete ve fırına yüzündeki gülümsemeyle vardı. Ekmeği ve gazeteyi aldı, bisikletin sepetine koydu ve tekrardan evin yolunu tuttu. Bunu yaparken iç enerjisi ruhunda fırtınalar koparıyor, tarif edilemeyen bir his tüm vücudunda yer yer görülüyordu.
İnsan hiç çaba göstermediği gibi elinde var olan basit şeylerle de çok huzurlu ve sevinçlidir. Hayatın bazı dönemlerinde denk gelen huzurlu yaşamın hayali damağında vardır ve azda olsa bir rüya olarak gördüğü bu dönemi tadımlayabilir ama tekrar yaşamak emek ister.Ve bazı durumlarda bu huzurlu saflık için içinde bulunulan yaşamdan vazgeçmek gerekir.
Yorumlar
Yorum Gönder